Vahiy-6

Elbette, Vahiy 6. bölüm, Kuzu'nun (İsa Mesih) Vahiy 5. bölümde aldığı yedi mühürlü tomarın ilk altı mührünü açmasını ve bunun sonucunda yeryüzünde meydana gelen olayları anlatır. Bu bölüm, Tanrı'nın yargılarının bir dizi felaketle başladığını gösterir.

Vahiy 6: İlk Altı Mührün Açılması

Bölümün Ana Teması: Tanrı'nın egemenliğinde, Kuzu'nun mühürleri açmasıyla başlayan ve insanlığın günahları ile isyanına karşılık gelen bir dizi yargı ve felaketin yeryüzünü etkilemesi. Bu olaylar, Tanrı'nın nihai gazabının habercisidir.

Ayetlerin Açıklaması:

  • Ayet 1-2: Birinci Mühür – Beyaz Atlı (Fetih/Zafer)
    • "Kuzu'nun yedi mühürden birini açtığını gördüm. O anda dört yaratıktan birinin gök gürültüsünü andıran bir sesle, ‹‹Gel!›› dediğini işittim. Bakınca beyaz bir at gördüm. Binicisinin yayı vardı. Kendisine bir taç verildi ve galip gelen biri olarak daha büyük zaferler kazanmak üzere çıktı."
    • Kuzu mührü açar: Tanrı'nın planlarının harekete geçirilmesinde merkezi rol İsa Mesih'indir.
    • Beyaz At ve Binicisi:
      • Renk (Beyaz): Genellikle zafer, saflık veya yanıltıcı bir görünümü simgeler.
      • Yay ve Taç: Savaş, fetih ve krallık gücünü ifade eder.
      • "Galip gelen biri olarak daha büyük zaferler kazanmak üzere çıktı": Bu binici, genellikle askeri fetihleri, bir ideolojinin yayılmasını veya bazen (farklı yorumlarda) sahte bir Mesih'i ya da Antikrist'in ilk ortaya çıkışını temsil eder. İlk başta başarılı ve çekici görünebilir.
  • Ayet 3-4: İkinci Mühür – Kızıl Atlı (Savaş)
    • "Kuzu ikinci mührü açınca, ikinci yaratığın, ‹‹Gel!›› dediğini işittim. O zaman kızıl renkte başka bir at çıktı ortaya. Binicisine yeryüzünden barışı kaldırma yetkisi verildi. Öyle ki, insanlar birbirlerini boğazlasınlar. Atlıya ayrıca büyük bir kılıç verildi."
    • Kızıl At ve Binicisi:
      • Renk (Kızıl): Kanı ve savaşı çağrıştırır.
      • Barışı Kaldırma Yetkisi ve Büyük Kılıç: Bu binici, uluslararasında veya toplum içinde büyük çaplı savaşları, iç çatışmaları ve kan dökülmesini temsil eder. Barış ortamı yok olur.
  • Ayet 5-6: Üçüncü Mühür – Siyah Atlı (Kıtlık)
    • "Kuzu üçüncü mührü açınca, üçüncü yaratığın, ‹‹Gel!›› dediğini işittim. Bakınca siyah bir at gördüm. Binicisinin elinde bir terazi vardı. Dört yaratığın ortasından seslenene benzer bir sesin, ‹‹Bir ölçek buğday bir dinara, üç ölçek arpa bir dinara! Ama zeytinyağına, şaraba zarar verme!›› dediğini işittim."
    • Siyah At ve Binicisi:
      • Renk (Siyah): Kıtlık, yas ve sıkıntıyı simgeler.
      • Terazi: Yiyeceklerin dikkatle ölçülerek dağıtılacağı, kıtlık ve aşırı pahalılık dönemini gösterir.
      • "Bir ölçek buğday bir dinara, üç ölçek arpa bir dinara!": Bir dinar, o dönemde bir işçinin günlük ücretiydi. Bu, temel gıda maddelerinin bile çok pahalı olacağını, insanların sadece hayatta kalmak için çalışacağını gösterir.
      • "Ama zeytinyağına, şaraba zarar verme!": Bu, lüks tüketim maddelerinin veya zenginlerin varlıklarının (bazı yorumlara göre) daha az etkileneceğini, bu da kıtlığın özellikle fakirleri vuracağını ve sosyal adaletsizliği artıracağını ima edebilir.
  • Ayet 7-8: Dördüncü Mühür – Soluk (Yeşilimsi Sarı) Atlı (Ölüm)
    • "Kuzu dördüncü mührü açınca, dördüncü yaratığın, ‹‹Gel!›› diyen sesini işittim. Bakınca soluk renkli bir at gördüm. Binicisinin adı Ölüm'dü. Ölüler diyarı (Hades) onun ardınca geliyordu. Bunlara kılıçla, kıtlıkla, salgın hastalıkla, yeryüzünün yabanıl hayvanlarıyla ölüm saçmak için yeryüzünün dörtte biri üzerinde yetki verildi."
    • Soluk At ve Binicisi:
      • Renk (Soluk/Solgun yeşilimsi sarı - Yunanca chloros): Ölümün, cesetlerin rengini çağrıştırır.
      • Binicisinin Adı Ölüm, Ardından Ölüler Diyarı: Bu, önceki yargıların (savaş, kıtlık) sonucunda gelen yaygın ölümü temsil eder.
      • Yeryüzünün Dörtte Biri Üzerinde Yetki: Felaketlerin kapsamının geniş olduğunu ancak henüz tam olmadığını gösterir.
      • Ölümün Araçları: Kılıç (savaş), kıtlık, salgın hastalık ve yabanıl hayvanlar. Bu, Hezekiel 14:21'deki Tanrı'nın dört korkunç yargısını anımsatır.
  • Ayet 9-11: Beşinci Mühür – Şehitlerin Ruhları
    • "Kuzu beşinci mührü açınca, sunağın altında, Tanrı'nın sözü ve sürdürdükleri tanıklık nedeniyle öldürülmüş olanların canlarını gördüm. Yüksek sesle feryat ederek şöyle diyorlardı: ‹‹Kutsal ve gerçek olan Efendimiz! Yeryüzünde yaşayanları yargılayıp kanımızın öcünü almak için daha ne kadar bekleyeceksin?›› Onların her birine beyaz birer kaftan verildi. Kendilerine, öldürülecek öteki kardeşleri ve yoldaşlarının sayısı tamamlanıncaya dek kısa bir süre daha dinlenmeleri söylendi."
    • Bu mühürde bir atlı yoktur. Bunun yerine göksel bir sahneye geçilir.
    • Sunağın Altında Canlar: Bunlar, imanları ve Tanrı'nın sözüne sadakatleri nedeniyle öldürülmüş (şehit edilmiş) olanların ruhlarıdır. Eski Antlaşma'da kurbanların kanı sunağın dibine dökülürdü (Levililer 4:7).
    • Adalet Çağrısı: Şehitler, Tanrı'dan yeryüzündeki zalimleri yargılamasını ve kendi kanlarının öcünü almasını dilerler. Bu, kişisel bir intikam arzusundan çok, ilahi adaletin tecelli etmesi için bir yakarıştır.
    • Beyaz Kaftanlar ve Dinlenme: Onlara saflık, zafer ve onurun sembolü olan beyaz kaftanlar verilir. Tanrı'nın belirlediği zaman gelene ve şehit edilecek imanlıların sayısı tamamlanana kadar dinlenmeleri söylenir. Bu, Tanrı'nın her şeyi kontrol ettiğini ve adaletin O'nun zamanlamasına göre gerçekleşeceğini gösterir.
  • Ayet 12-17: Altıncı Mühür – Kozmik Felaketler ve Tanrı'nın Gazabı Günü
    • "Kuzu altıncı mührü açınca, büyük bir deprem olduğunu gördüm. Güneş keçi kılından yapılmış siyah bir çul gibi karardı. Ay baştan aşağı kan rengine döndü. İncir ağacı, güçlü bir rüzgarla sarsıldığında olgunlaşmamış incirlerini döktüğü gibi, gökteki yıldızlar yeryüzüne düştü. Gök bir tomar gibi dürüldü. Her dağ, her ada yerinden sökülüp alındı."
    • Büyük Kozmik Sarsıntılar: Altıncı mührün açılmasıyla yeryüzünde ve gökyüzünde dehşet verici olaylar meydana gelir:
      • Büyük deprem.
      • Güneşin kararması.
      • Ayın kan rengine dönmesi. (Yoel 2:30-31'i anımsatır)
      • Yıldızların düşmesi.
      • Göğün dürülmesi.
      • Dağların ve adaların yerinden oynaması.
        Bu olaylar, yaratılış düzeninin sarsıldığını ve Tanrı'nın güçlü müdahalesini gösterir.
    • Ayet 15-17: İnsanların Dehşeti
      • "Dünyanın kralları, büyükleri, komutanları, zenginleri, güçlüleri, özgür ya da köle, herkes mağaralara, dağlardaki kayaların arasına gizlendi. Dağlara, kayalara, ‹‹Üzerimize düşün!›› dediler. ‹‹Tahtta oturanın yüzünden ve Kuzu'nun gazabından gizleyin bizi! Çünkü onların gazabının büyük günü geldi. Kim dayanabilir?››"
      • Evrensel Korku: Toplumun her kesiminden insan (statü farkı gözetmeksizin) dehşete kapılır.
      • Kaçış ve Gizlenme Çabası: İnsanlar, Tanrı'nın ve Kuzu'nun yüzünden ve gazabından kaçmak için dağlara ve kayalara sığınmaya çalışırlar.
      • Gazabın Büyük Günü: Bu, Tanrı'nın yargısının ve öfkesinin doruk noktasına ulaştığı "RAB'bin Günü"ne bir göndermedir. İnsanlar, bunun Tanrı'nın gazap günü olduğunu anlarlar.
      • "Kim dayanabilir?": Bu retorik soru, Tanrı'nın gazabı karşısında insanlığın çaresizliğini ve hiç kimsenin kendi başına ayakta kalamayacağını vurgular. Bu soru, 7. bölümde Tanrı'nın koruduğu kişilerin kimler olduğuyla bir ölçüde cevaplanacaktır.

Sonuç:

Vahiy 6. bölüm, Tanrı'nın yeryüzündeki günaha ve isyana karşı sabrının sınırına geldiğini ve Kuzu aracılığıyla başlattığı yargıların giderek şiddetlendiğini gösterir. Bu yargılar, insanlığı tövbeye çağırmak ve Tanrı'nın egemenliğini göstermek amacını taşır. Bölüm, Tanrı'nın gazabının dehşetini ve bu gazap karşısında hiçbir insanın kendi gücüyle dayanamayacağını vurgulayarak sona erer. Bu, sonraki bölümde Tanrı'nın halkını nasıl koruyacağının önemini artırır.

Komut: Bu bölümde geçen mühürlerin isa dan sonra tarihsel kronolojik bir sıra ile dönemleri ifade ettiğini farz edersen. O zamandan bugüne kadar olan olayları değerlenidrerek mühür dönemlerinin hangi tarihlere ve olaylara atıf yaptığını değerlendir. Bu dönemlerin hepsinin gerçekleşmiş olduğunu kabul etme önümüzdeki dönemde de 4 5 6 gibi mühürler için geleceğe atıf yapabilirsin? Ama ilk 3 veya 4 mührün döneminin geçmiş ve şu anda olabileceğini değerlendirebilirsin.

Tamamdır, Vahiy 6. bölümdeki mühürlerin, İsa'dan sonraki tarihsel dönemlere kronolojik bir atıf yaptığı varsayımıyla (bu, "tarihselci" yorum okullarından biridir ve birçok farklı şeması vardır) bir değerlendirme yapalım. Unutmayalım ki bu bir yorumlama biçimidir ve farklı Hristiyan gelenekleri bu mühürleri farklı şekillerde (örneğin tamamen gelecekte, tamamen geçmişte veya sembolik olarak) yorumlayabilir.

Önemli Bir Not: Bu tür bir tarihselci yorum, olayları sembolik dil üzerinden belirli dönemlere eşleştirmeye çalışır. Bu eşleştirmeler öznel olabilir ve farklı yorumcular farklı olayları işaret edebilir. Aşağıdaki değerlendirme, yaygın tarihselci yaklaşımlardan bazılarını yansıtmaktadır ve kesin bir doğru olarak kabul edilmemelidir.

Varsayım: Mühürler, İsa'nın göğe yükselişinden sonra başlayarak, dünya tarihinde önemli ve Tanrı'nın planında yer alan dönemleri veya olayları temsil eder.

Vahiy 6: Mühürlerin Açılması ve Tarihselci Bir Değerlendirme

  • Birinci Mühür: Beyaz Atlı (Fetih/Zafer) (Vahiy 6:1-2)
    • Görüntü: Beyaz bir at, binicisinin yayı var, kendisine bir taç veriliyor ve galip gelen biri olarak daha büyük zaferler kazanmak üzere çıkıyor.
    • Tarihsel Atıf (Geçmiş Olasılık):
      1. Roma İmparatorluğu'nun Altın Çağı (yaklaşık MS 96-180): Bazı yorumcular bu dönemi, Nerva, Trajan, Hadrian, Antoninus Pius ve Marcus Aurelius gibi imparatorların hüküm sürdüğü, Roma'nın göreceli barış, refah ve genişleme yaşadığı bir dönem olarak görürler. "Beyaz at" bu barış ve refahı, "taç" ve "fetih" ise Roma'nın gücünü ve genişlemesini simgeleyebilir. Ünlü tarihçi Edward Gibbon bu yorumu popülerleştirmiştir.
      2. Hristiyanlığın İlk ve Hızlı Yayılışı (1.-3. Yüzyıllar): Diğer bir yorum, beyaz atlıyı ve zaferini, İncil'in ilk yüzyıllarda hızla ve "galip gelerek" yayılması olarak görür. Yay, Tanrı'nın sözünün uzaklara ulaşmasını, taç ise Mesih'in krallığını ve İncil'in zaferini temsil edebilir. Bu yoruma göre binici Mesih veya O'nun adına hareket eden elçilerdir.
    • Durum: Bu dönemin büyük ölçüde geçmişte kaldığı kabul edilebilir.
  • İkinci Mühür: Kızıl Atlı (Savaş) (Vahiy 6:3-4)
    • Görüntü: Kızıl bir at, binicisine yeryüzünden barışı kaldırma yetkisi veriliyor, insanlar birbirlerini boğazlıyor, büyük bir kılıç veriliyor.
    • Tarihsel Atıf (Geçmiş Olasılık):
      1. Roma İmparatorluğu'nda İç Savaşlar ve Askeri Anarşi Dönemi (yaklaşık MS 180-284): Marcus Aurelius'un ölümünden sonra Roma İmparatorluğu, yoğun iç savaşlar, sık imparator değişiklikleri, askeri darbeler ve kanlı çatışmalarla dolu bir döneme girdi (Örneğin, "Beş İmparator Yılı", "Altı İmparator Yılı", "Üçüncü Yüzyıl Krizi"). Bu dönem, barışın kalktığı ve "insanların birbirlerini boğazladığı" bir zaman olarak bu mühre uygun görülebilir.
    • Durum: Bu dönemin de büyük ölçüde geçmişte kaldığı düşünülebilir.
  • Üçüncü Mühür: Siyah Atlı (Kıtlık/Ekonomik Baskı) (Vahiy 6:5-6)
    • Görüntü: Siyah bir at, binicisinin elinde terazi var, bir ses buğday ve arpanın aşırı pahalı olduğunu, ancak zeytinyağı ve şaraba zarar verilmemesini söylüyor.
    • Tarihsel Atıf (Geçmiş Olasılık):
      1. Roma İmparatorluğu'nda Ekonomik Kriz ve Ağır Vergiler Dönemi (özellikle 3. ve 4. yüzyıllar): Savaşların ve siyasi istikrarsızlığın yol açtığı ekonomik çöküntü, enflasyon, ağır vergiler ve halkın temel ihtiyaç maddelerine ulaşmakta zorlanması bu mühürle ilişkilendirilir. Teraziler, yiyeceklerin kıtlık nedeniyle dikkatle tartıldığını, yüksek fiyatlar ise açlığı simgeler. "Zeytinyağı ve şaraba zarar verme" ifadesi, ya bu ürünlerin daha dayanıklı olduğunu ya da zenginlerin hala lükslerini koruyabildiğini, fakirlerin ise temel gıdalardan mahrum kaldığını gösterebilir. Caracalla'nın tüm özgür insanlara vatandaşlık verip vergi yükünü artırması veya Diocletianus'un fiyat kontrol çabaları bu dönemin zorluklarına işaret eder.
    • Durum: Bu tür ekonomik baskı ve kıtlık dönemleri tarih boyunca tekrarlansa da, Roma bağlamında bu dönemin geçmişte kaldığı söylenebilir. Ancak sembolik olarak ekonomik adaletsizlik ve kıtlık teması her zaman geçerlidir.
  • Dördüncü Mühür: Soluk Atlı (Ölüm) (Vahiy 6:7-8)
    • Görüntü: Soluk (yeşilimsi sarı) bir at, binicisinin adı Ölüm, Ölüler Diyarı (Hades) onu izliyor. Yeryüzünün dörtte birine kılıçla, kıtlıkla, salgın hastalıkla ve yabanıl hayvanlarla ölüm saçma yetkisi veriliyor.
    • Tarihsel Atıf (Geçmiş ve Devam Eden/Gelecek Olasılık):
      1. Roma İmparatorluğu'nda Büyük Veba Salgınları ve Yıkım (örn: Antoninus Vebası MS 165-180, Cyprian Vebası MS 249-262): Bu dönemlerde milyonlarca insan salgın hastalıklardan, savaşlardan ve kıtlıktan öldü. Bu, mühürdeki ölümün çeşitli nedenlerini (kılıç, kıtlık, salgın) yansıtabilir.
      2. Orta Çağ'daki Büyük Felaketler: Bazı yorumcular bu mührü daha geniş bir zamana yayarak Orta Çağ'daki veba salgınlarını (özellikle 14. yüzyıldaki Kara Veba), savaşları ve kıtlıkları da dahil ederler.
      3. Devam Eden ve Gelecekteki Felaketler: Bu mührün etkileri, belirli bir tarihi dönemle sınırlı olmayıp, insanlık tarihi boyunca savaşlar, salgınlar (modern pandemiler dahil), kıtlıklar ve doğal afetler şeklinde devam eden ve gelecekte de artabilecek bir olgu olarak yorumlanabilir. Yeryüzünün "dörtte biri" gibi bir oranın etkilenmesi, büyük çaplı ama henüz nihai olmayan felaketlere işaret edebilir.
    • Durum: Kısmen geçmişte yaşanmış büyük olaylara atıf yapsa da, sembolik anlamı ve potansiyel kapsamı itibarıyla günümüzde de etkilerini sürdüren ve gelecekte de tekrarlanabilecek bir dönemi ifade ediyor olabilir.
  • Beşinci Mühür: Şehitlerin Ruhları (Vahiy 6:9-11)
    • Görüntü: Sunağın altında, Tanrı'nın sözü ve tanıklıkları nedeniyle öldürülmüş olanların canları adalet için feryat ediyor. Onlara beyaz kaftanlar veriliyor ve kardeşlerinin sayısı tamamlanıncaya kadar dinlenmeleri söyleniyor.
    • Tarihsel Atıf (Geçmiş, Devam Eden ve Gelecek Olasılık):
      1. Erken Kilise Dönemindeki Büyük Zulümler (örn: Nero, Domitianus, Decius, Diocletianus dönemleri): Bu mühür, Hristiyanlığın ilk yüzyıllarında Roma İmparatorluğu tarafından yapılan ve sayısız Hristiyan'ın şehit edildiği büyük zulüm dönemlerine güçlü bir şekilde atıfta bulunuyor olabilir.
      2. Tarih Boyunca İmanlılara Yapılan Zulümler: Daha geniş bir yorumla, bu mühür sadece erken dönem şehitlerini değil, tarih boyunca (Orta Çağ, Reformasyon, modern zamanlar) Mesih'e imanları nedeniyle zulüm gören ve öldürülen tüm imanlıları kapsar.
      3. Gelecekteki Zulümler: "Kardeşlerinin sayısı tamamlanıncaya dek" ifadesi, zulmün ve şehitliğin Tanrı'nın belirlediği bir noktaya kadar devam edeceğini, dolayısıyla bu mührün gelecekteki zulüm dönemlerini de kapsayabileceğini düşündürür.
    • Durum: Büyük ölçüde geçmişte yaşanmış olaylara işaret etse de, "sayı tamamlanana kadar" ifadesi nedeniyle devam eden ve gelecekte de yaşanabilecek bir sürece işaret ediyor.
  • Altıncı Mühür: Kozmik Felaketler ve Tanrı'nın Gazabı Günü (Vahiy 6:12-17)
    • Görüntü: Büyük deprem, güneşin kararması, ayın kan rengine dönmesi, yıldızların düşmesi, göğün dürülmesi, dağların ve adaların yerinden oynaması. İnsanlar dehşet içinde Tanrı'nın ve Kuzu'nun gazabından kaçmaya çalışıyor.
    • Tarihsel Atıf (Gelecek Olasılık ve Geçmişteki Kısmi Ön Gölgeler):
      1. Batı Roma İmparatorluğu'nun Yıkılışı (MS 5. yüzyıl) ve Kavimler Göçü: Bazı tarihselci yorumcular, bu büyük kozmik olayları, Roma İmparatorluğu gibi büyük bir dünya gücünün çöküşünü ve bunun getirdiği toplumsal kargaşayı simgeleyen güçlü metaforlar olarak görürler. "Kralların, büyüklerin... gizlenmesi" bu çöküşteki liderlerin durumunu yansıtabilir.
      2. Büyük Toplumsal ve Siyasi Devrimler: Fransız Devrimi gibi köklü değişimler ve eski düzenlerin yıkılması da bu mührün kısmi bir yansıması olarak yorumlanmıştır.
      3. Nihai Yargı ve Mesih'in İkinci Gelişi Öncesi Olaylar (Gelecek): Mührün dilinin şiddeti ve evrenselliği (güneş, ay, yıldızlar, tüm insanlar), birçok yorumcuyu bunun büyük ölçüde gelecekte, dünyanın sonuna doğru veya Mesih'in ikinci gelişinden hemen önce yaşanacak nihai olaylara işaret ettiğine inandırır. İsa'nın Zeytin Dağı konuşmasındaki (Matta 24, Markos 13, Luka 21) son zamanlara dair işaretlerle güçlü paralellikler taşır. "Gazabının büyük günü geldi" ifadesi, bu mührün doruk noktasına işaret eder.
    • Durum: Geçmişteki büyük imparatorluk çöküşleri veya devrimler bu mührün sembolik anlamının "ön gölgeleri" veya kısmi yansımaları olsa da, tanımının kapsamı ve yoğunluğu nedeniyle büyük olasılıkla ana ve tam gerçekleşmesi geleceğe yönelik, dünyanın sonuyla ilgili büyük olaylara atıfta bulunmaktadır.

Özet Değerlendirme:

Bu tarihselci varsayıma göre:

  • İlk 2-3 Mühür (Beyaz, Kızıl, Siyah Atlılar): Büyük ölçüde Roma İmparatorluğu'nun erken ve orta dönemlerindeki olaylarla (refah, savaş, ekonomik kriz) ilişkilendirilerek geçmişte kalmış olabilir.
  • Dördüncü Mühür (Soluk Atlı - Ölüm): Kısmen geçmişteki büyük salgın ve yıkımlara (Roma dönemi, Kara Veba) işaret etse de, savaş, kıtlık, salgın gibi unsurlarıyla etkileri günümüzde devam eden ve gelecekte de görülebilecek bir nitelik taşıyabilir.
  • Beşinci Mühür (Şehitler): Geçmişteki büyük Hristiyan zulümlerini kapsamakla birlikte, şehitlerin sayısı tamamlanana kadar devam edeceği için günümüzde ve gelecekte de geçerliliğini koruyan bir sürece işaret eder.
  • Altıncı Mühür (Kozmik Felaketler): Geçmişteki büyük çöküşler bu mührün öncülleri veya kısmi yansımaları olsa da, dilinin şiddeti ve evrenselliği nedeniyle büyük olasılıkla asıl gerçekleşmesi gelecekte, Tanrı'nın nihai yargısı ve Mesih'in dönüşüyle ilişkili büyük olaylara atıfta bulunmaktadır.

Bu, dediğim gibi sadece bir yorumlama biçimidir ve Vahiy kitabının anlaşılması için farklı yaklaşımlar da mevcuttur.