Savaş Bir Dalaveredir: Tümgeneral Smedley Butler'ın Kitabının Özeti

Yazar Hakkında
Tümgeneral Smedley Darlington Butler (30 Temmuz 1881 – 21 Haziran 1940), ABD Deniz Piyadeleri'nde 34 yıl görev yapan, "Maverick Marine" lakaplı ünlü bir subaydı. Kariyeri boyunca Filipin-Amerikan Savaşı, Boxer İsyanı, Meksika Devrimi, I. Dünya Savaşı ve Muz Savaşları gibi çatışmalarda yer aldı. ABD tarihinin en çok madalya alan Deniz Piyadesi olarak tanınan Butler, 16 madalya kazandı; bunlardan 5'i kahramanlık içindi ve tek bir Marine olarak iki Kahramanlık Madalyası ile Brevet Madalyası aldı.
1933'te, zengin sanayicilerin Başkan Franklin D. Roosevelt'e karşı darbe planladığını (Business Plot) iddia ederek bir Kongre komitesine tanıklık etti. İddialar kısmen doğrulandı, ancak medya ve ilgili kişiler bunu reddetti. Emekli olduktan sonra ABD savaşlarını ve dış politikasının emperyalist yönlerini eleştirmeye başladı. 1935'te "War Is a Racket" (Savaş Bir Dalaveredir) adlı kitabını yazarak, savaşların ekonomik çıkarlara dayandığını savundu.
Butler, emeklilik döneminde gaziler, barış savunucuları ve kilise gruplarının toplantılarında sıkça konuşarak, savaş karşıtı görüşlerini yaygınlaştırdı. Bu çalışmalarla, ABD'nin askeri maceralarını sorgulayan bir figür haline geldi.
Giriş
Major General Smedley Butler'ın 1935 yılında kaleme aldığı ve Lucas Gage tarafından düzenlenmiş olan War Is a Racket (Savaş Bir Dalaveredir) kitabı, savaşın toplumsal, ekonomik ve ahlaki boyutlarını eleştirel bir gözle inceleyen bir başyapıt olarak kabul edilir. Butler, ABD Deniz Piyadeleri'nde uzun yıllar hizmet etmiş bir general olarak, savaşın perde arkasını kendi deneyimlerine dayanarak ifşa eder. Kitap, savaşın bir "dalavere" yani organize bir dolandırıcılık sistemi olduğunu savunur. Bu makalede, kitabın Türkçe çevirisini temel alarak ana temaları, argümanları ve önerileri özetleyeceğim. Butler'ın metni, I. Dünya Savaşı'nın ekonomik sömürüsünden yola çıkarak, savaşın az sayıda kişi için kârlı bir araç olduğunu, ancak çoğunluk için yıkıcı sonuçlar doğurduğunu vurgular. Kitap, barışçıl bir dünya için radikal çözümler önerirken, okuru savaşın gerçek maliyetleri hakkında düşünmeye davet eder.
Savaşın Doğası ve Ekonomik Boyutu
Butler, savaşın tarih boyunca en eski, en karlı ve en gaddar dalavere olduğunu iddia eder. Ona göre, savaşlar uluslararası ölçekte yürütülür ve kazançlar dolar cinsinden hesaplanırken, kayıplar insan hayatı olarak ödenir. Kitabın temel tezi, savaşların küçük bir "içeriden" grubun –bankacılar, mühimmat üreticileri, sanayiciler ve spekülatörler– çıkarları için tasarlandığıdır. Bu grup, savaşlardan devasa kârlar elde ederken, halk savaşın bedelini öder.
I. Dünya Savaşı, Butler'ın örneklediği en çarpıcı vakadır. Savaş sırasında ABD'de en az 21.000 yeni milyoner ve milyarder yaratılmıştır. Şirketler gibi DuPont (barut üreticisi), Bethlehem Steel ve United States Steel, normal dönemlerdeki kârlarını katbekat aşan oranlarda artış kaydetmiştir. Örneğin, DuPont'un yıllık kârı savaş öncesi 6 milyon dolardan 58 milyon dolara yükselmiştir. Bakır, deri, şeker ve et endüstrileri de benzer şekilde anormal kârlar elde etmiştir. Butler, bu kârların nasıl elde edildiğini detaylandırır: Hükümet, aşırı fiyatlarla malzeme satın alır; örneğin, ABD ordusu gereğinden fazla ayakkabı, cibinlik ve hatta kullanılmayan McClellan eyerleri alır. Bu durum, üreticilerin ceplerini doldururken, halkın ve askerlerin sırtına yük olur.
Butler, savaşın kâr mekanizmasını eleştirirken, bu sistemin adaletsizliğine dikkat çeker. Savaş milyonerleri, risk almadan büyük servetler kazanırken, askerler siperlerde açlık, hastalık ve ölümle yüzleşir. Kitapta, askerlerin maaşlarının düşük tutulduğu ve bir kısmının sigorta ve tahvil alımlarına zorlandığı anlatılır. Askerler ayda 30 dolar gibi cüzi bir ücretle, sevdiklerini geride bırakarak savaşırken, kâr edenler güvenli bir şekilde evlerinde kalır. Butler, "Faturaları Kim Ödüyor?" bölümünde, bu bedelin askerlerin fiziksel ve zihinsel yıkımı, ailelerin kalp kırıklıkları ve halkın vergi yükü olarak ödendiğini vurgular. Örneğin, gaziler hastanelerde unutulmuş, zihinsel sorunlar yaşayan binlerce asker, savaşın gerçek faturasını temsil eder.
Savaşın Sosyal ve Politik Etkileri
Kitap, savaşın sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve politik bir dolandırıcılık olduğunu savunur. Butler, savaşların halka nasıl propaganda yoluyla satıldığını açıklar. I. Dünya Savaşı, "tüm savaşları sona erdirecek savaş" veya "dünyayı demokrasi için güvenli hale getirecek savaş" olarak lanse edilmiştir. Ancak gerçekte, bu sloganlar halkı kandırmak için kullanılmıştır. Din adamları, politikacılar ve medya, savaşı kutsallaştırırken, arka planda bankacılar ve sanayiciler kârlarını artırmıştır. Butler, Woodrow Wilson'ın 1916 seçim vaadinin aksine ABD'yi savaşa sokan etkenlerin ekonomik çıkarlar olduğunu belirtir; müttefiklerin borçları ve ABD şirketlerinin kazançları, savaşa girişi tetiklemiştir.
Butler, savaşın uluslararası ilişkileri nasıl zehirlediğini de ele alır. Avrupa'daki ittifaklar, silahlanma yarışı ve Doğu'daki manevralar (örneğin, ABD'nin Japonya politikası), savaşın kaçınılmazlığını artırır. Kitapta, Mussolini'nin faşist ideolojisi ve Hitler'in silahlanması gibi örneklerle, savaşın nasıl bir "cehennem çanları" çaldığı anlatılır. Butler, bu süreçte halkın değil, çıkar gruplarının karar verdiğini vurgular.
Savaşı Önlemenin Yolları
Butler, eleştirilerini sadece teşhisle sınırlamaz; pratik çözümler önerir. Kitabın son bölümlerinde, savaş çetesini çökertmek için üç ana adım öne sürer:
- Savaştan Kârı Kaldırmak: Butler'a göre, savaşın en büyük yakıtı kârdır. Bu yüzden, savaş ilan edilmeden önce sermaye, endüstri ve emek "askere alınmalı"dır. Yani, mühimmat üreticileri, bankacılar ve yöneticiler, askerler gibi düşük ücretle çalışmalı ve aynı riskleri taşımalıdır. Bu, savaşın ekonomik cazibesini ortadan kaldıracaktır.
- Savaş Kararını Sınırlı Halk Oylamasına Bırakmak: Savaşa girilip girilmemesi, sadece silah taşıyacak gençlerin oyuyla belirlenmelidir. Yaşlı politikacılar veya kâr odaklı işadamlarının oy hakkı olmamalıdır. Butler, bu öneriyi mevcut oy kısıtlamalarına (örneğin, okuma yazma şartı) dayandırır.
- Askeri Güçleri Savunmaya Sınırlamak: Ordu ve donanma, sadece iç savunma için kullanılmalıdır. Gemiler kıyı şeridinden 200 mil öteye gidememeli, uçaklar ise keşif için sınırlı mesafelere izin verilmelidir. Bu, saldırgan savaşları önler.
Butler, bu adımların uygulanmasıyla savaşın sona ereceğini savunur. Ancak, mevcut sistemde sermaye ve çıkar gruplarının etkisi sürdüğü için, halkın bilinçlenmesi ve siyasi baskı yapması gerektiğini vurgular.
Sonuç
Savaş Bir Dalaveredir, Smedley Butler'ın kişisel tanıklıklarıyla dolu bir manifesto niteliğindedir. Kitap, savaşın gerçek yüzünü –kâr hırsı, insan kaybı ve manipülasyon– ortaya koyarak, okuyucuyu barışın önemine çağırır. Butler'ın "Cehenneme Savaş!" ifadesi, kitabın öfkeli tonunu yansıtır ve gelecekteki savaşları önlemek için acil eylem talep eder. Bugün, Butler'ın eleştirileri hâlâ güncel; küresel çatışmalar, silah ticareti ve ekonomik çıkarlar, savaşların ardındaki güçleri hatırlatıyor. Bu kitap, barış aktivistleri, tarihçiler ve politika yapıcıları için bir rehber niteliğinde olup, savaşın gerçek maliyetlerini sorgulamayı teşvik eder. Butler'ın mirası, bize şunu hatırlatır: Savaş, kazananları olmayan bir oyundur ve onu durdurmak için kolektif irade şarttır.
Comments ()