Küresel Krizler ve Büyük Sıfırlama: Komplo Teorileri ve Finansal Çöküş Öngörülerinin Kesişiminde Bir Dünya

Küresel Krizler ve Büyük Sıfırlama: Komplo Teorileri ve Finansal Çöküş Öngörülerinin Kesişiminde Bir Dünya

Dünyanın dört bir yanında artan belirsizlikler, ekonomik göstergelerdeki kötüleşme ve küresel ölçekteki olaylar, insanlığı derinden etkileyen bir dönemin içinde olunduğunu düşündürmektedir. Küresel pandemi anlaşmaları, altyapı çökmeleri, finansal piyasalardaki sarsıntılar ve elitlerin planladığı bir "Büyük Sıfırlama" iddiaları, hem komplo teorisyenlerinin hem de finans uzmanlarının gündeminde yer almaktadır. Bu makalede, dünyada yaşanan gelişmeler değerlendirilerek, küresel sistemin nereye sürüklendiğine dair geniş bir perspektif sunulacaktır. İki farklı kaynaktan gelen analizler birleştirilerek, olaylar çok katmanlı bir kriz bağlamında ele alınmaktadır. Ayrıca bakınız:

Önümüzdeki Beş Yılda Üç Büyük Acil Durum: Geleceğe Dair Bir Analiz
Önümüzdeki beş yıl içinde dünya, üç farklı türde acil durumla karşı karşıya kalabilir. Bu makalede, bu olası krizlerin zaman çizelgelerini, nedenlerini ve muhtemel sonuçlarını detaylı bir şekilde ele alacağız. Finansal sistemlere yönelik siber saldırılar, çevresel acil durumlar ve finansal sıfırlama gibi konular, küresel ölçekte önemli değişimlere yol açabilir. İşte bu

Küresel Kontrol ve Sıfırlama İddiaları: Bir Komplo mu, Gerçek mi?

Küresel ölçekte bir "sıfırlama" ya da "reset" planının varlığına dair iddialar, şüpheyle karşılanmaktadır. Ancak bazı gelişmeler, bu iddiaları destekler niteliktedir. Örneğin, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) öncülüğünde imzalanan "Küresel Pandemi Anlaşması"nın, üye ülkelerin ulusal yasalarının üzerinde bir yetkiyle DSÖ’nün kararlarını yaptırım gücüne dönüştüreceği öne sürülmektedir. 135 ülkeden 124’ünün bu anlaşmayı onaylaması, uluslararası kuruluşların artan gücüne dair endişeleri artırmaktadır. Ayrıca, bu durumun insanlık üzerinde bir "zafer" olarak yorumlanması ve eski ABD Başkanı Donald Trump’ın bu tür anlaşmalardan çekilmesinin olumlu bir adım olarak görülmesi, resmi anlatılara karşı derin bir güvensizlik yaratmaktadır.

Bu iddialarla paralel olarak, elitlerin planladığı bir "Büyük Sıfırlama" ile mevcut ekonomik sistemin çökertilip, yerine dijital bir para sistemi (USD 2.0 gibi geliştirilebilir stabilkoinler) getirileceği öne sürülmektedir. Borçların ödenmesinin asla planlanmadığı ve Amerikan orta sınıfının zararına olacak bir Ponzi şeması çöküşü olarak sunulan bu iddia, toplumsal eşitsizliklerin daha da derinleşeceği korkusunu beraberinde getirmektedir. "Genius Act" gibi yasalarla yeni sisteme geçişin hazırlandığı ve sonuç olarak süper elitler ile geri kalanlar arasında iki katmanlı bir "feodal sistem" kurulacağı öngörüsü, dikkat çekmektedir.

Altyapı Çökmeleri ve Test Senaryoları: Küresel Karartma mı Geliyor?

Dünyanın farklı noktalarında yaşanan altyapı çökmeleri, küresel bir "karartma" (blackout) senaryosuna dair soru işaretleri doğurmaktadır. İspanya’da genel iletişim şebekesinin (telefon, internet) çökmesi ve acil durum hatlarının dahi çalışmaması, daha önceki büyük elektrik kesintileriyle birleşince, bu olayların bir "küresel sıfırlama" testi olabileceği şüphesini uyandırmaktadır. Aynı dönemde, İngiltere’nin büyük bankalarından birinin CEO’sunun siber saldırı tehdidi nedeniyle uyuyamadığını açıklaması, bu olayların bir "hazırlık" ya da "mazeret üretme" çabası olarak yorumlanmasına neden olmaktadır. Ayrıca, bir hafta içinde beş farklı Rus havayolu şirketine ait yolcu uçağının acil iniş yapması, uçakların bir karartma senaryosunda nasıl indirileceğine dair bir test olabileceği ihtimalini güçlendirmektedir. Bu tür olayların tesadüfi olmayabileceği ve daha büyük bir planın parçaları olabileceği sorgulanmaktadır.

Büyük Elektrik Kesintileri ve İklim Değişikliği Narrative: Erkan Trükten’in 2030 Öngörüsü
Erkan Trükten, X platformunda yaptığı bir paylaşımda, Türkiye’de büyük çaplı elektrik kesintilerinin yaşanabileceği konusunda uyarılarda bulundu ve bu kesintilerin 2030 yılına kadar iklim değişikliği narratifine bağlanarak kamuoyu oluşturulmaya çalışılacağını iddia etti. Trükten’e göre, bu kesintiler daha önce güneş patlamaları veya siber saldırılar gibi nedenlere bağlanabilecekken, şimdi iklim anormallikleri

Finansal Krizin Eşiğinde miyiz? Japon Yeni ve ABD Borç Sorunu

Ekonomik göstergeler, tarihin en büyük finansal krizlerinden birinin eşiğinde olunduğuna dair uyarılarda bulunmaktadır. Japon Yeni taşıma ticaretinin (Yen Carry Trade) çözülmesi, ABD ve küresel piyasalarda büyük bir tahvil piyasası çöküşünü tetikleyebileceği belirtilmektedir. Japon 30 yıllık devlet tahvili faizinin tarihin en yüksek seviyesi olan %3.15’e fırlaması, borç piyasasında bir "parabolik panik" olarak yorumlanmakta ve ABD’deki çöküşün habercisi gibi görünmektedir. Japon yetkililerin durumu Yunanistan krizinden daha kötü olarak nitelendirmesi, endişeleri artırmaktadır. Wall Street kurumlarının yıllardır düşük faizli Japon Yeni borçlanarak yüksek getirili piyasalara yatırım yapmasının, likidite çekilmesiyle sonuçlanabileceği ve piyasalarda büyük bir sarsıntıya yol açabileceği değerlendirilmektedir.

ABD finans sistemindeki riskler de göz ardı edilemez bir durumdadır. Moody’s’in, ABD’nin en büyük bankalarının mevduat güvenliğini "AAA çöp" seviyesine düşürmesi, FDIC’nin iflas etmiş durumda olması ve 2008-2009’dan beri sigorta limitini artırmaması, mevduatların güvende olmadığına dair kaygıları artırmaktadır. Ayrıca, Credit Suisse, Silvergate ve Silicon Valley Bank gibi büyük finans kurumlarının çöküşü, bu krizin yalnızca başlangıcı olabileceği düşünülmektedir. ABD ulusal borcunun 1981’den beri katlanarak artması ve merkez bankasının halk tarafından seçilmeyen, kar amacı güden bir yapı olması, sistemsel bir sorunun varlığına işaret etmektedir. Jamie Dimon gibi isimlerin stagflasyon riskinin üç katına çıktığı uyarısı ve Warren Buffett’ın büyük hisse satışları yaparak nakitte beklemesi, yaklaşan bir "Büyük Buhran 2.0" senaryosunun göstergeleri olarak değerlendirilmektedir.

Gıda ve Toplumsal Krizler: Yeni Pandemiler ve Kargaşa

Küresel gıda tedarik zincirindeki kırılmalar da ciddi endişeler yaratmaktadır. Dünyanın tavuk ihracatının %35’ini karşılayan Brezilya’da kuş gribi vakaları nedeniyle Avrupa’ya kanatlı hayvan ihracatının durdurulması, kasıtlı bir kırılma yaratma çabası olarak yorumlanmaktadır. Bu durumun, DSÖ’nün yeni yetkileriyle bir sonraki "pandemi" senaryosuna zemin hazırlayabileceği ihtimali, küresel kontrol iddialarını desteklemektedir. Ayrıca, ABD’de mortgage faizlerinin %7’nin üzerine çıkması, ortalama Amerikalının ev alamaz hale gelmesi ve "hiçbir şeye sahip olmayacaksın ve mutlu olacaksın" söyleminin gerçeklik kazanması, toplumsal kargaşanın kapıda olabileceği düşüncesini güçlendirmektedir. Evrensel Temel Gelir (UBI) gibi çözümlerin, denetlenebilir dijital para birimleri üzerinden "evrensel köylü geliri" olarak sunulacağı iddiası, yeni bir toplum düzenine geçişin toplumsal etkileri üzerine düşünmeye sevk etmektedir.

Şüpheli Olaylar ve Gizemli Ölümler: Güneş Fırtınaları ve Daha Fazlası

Bazı olaylar, açıklanamaz ve şüpheli olarak nitelendirilmektedir. Mayıs 2024’te yaşanan güçlü bir güneş fırtınasına, bu alanda uzman olan ve fırtına sırasında 45 yaşında "aniden" ölen NASA çalışanı Dr. Jennifer Lee Gannon’ın adının verilmesi, ölüm sebebinin açıklanmaması ve bu olayın FEMA, NASA gibi kurumların başarısız bir güneş fırtınası tatbikatıyla aynı döneme denk gelmesi, "susturulma" ihtimalini akıllara getirmektedir. Daha önce hiçbir güneş fırtınasına isim verilmemesi, bu şüpheleri artırmaktadır. Bu tür olayların tesadüfi olup olmadığı sorgulanırken, küresel sistemin şeffaflığına dair güven sarsılmaktadır.

Güneş Patlamaları, Küresel Manipülasyon ve Teknolojik “Sıfırlama” Senaryoları
Son dönemde artan güneş patlamaları, bilimsel bir merak unsuru olmanın ötesinde, küresel ölçekte bir “reset” planının parçası olabileceği iddialarıyla gündeme geliyor. 15 Mayıs 2025’te kaydedilen ve 2025 yılının en büyüğü olarak nitelendirilen X2.7 sınıfı güneş patlaması, bu tartışmaları yeniden alevlendirdi.. X Sınıfı Patlama ve “Bahane” Arayışı Salı günü gerçekleşen

Türkiye’de Durum: Siyasi ve Sosyal Gerginlikler

Türkiye’deki gelişmeler de kaygı yaratmaktadır. Belediyelere yönelik yolsuzluk operasyonlarının iktidar ve muhalefet arasındaki "ucuz bir savaş" olarak nitelendirilmesi ve medyanın "balya balya para" gibi başlıklarla algı yönetimi yaptığı iddiası, toplumsal güveni zedelemektedir. "3. dalga" olarak adlandırılan operasyonların daha büyük bir hazırlığın habercisi olabileceği düşüncesi, daha dikkatli olunması gerektiği fikrini ortaya koymaktadır. Ancak, üniversiteli gençlerin Saraçhane’de "Bağımsızlar Hareketi" adı altında başlattığı barışçıl oturma eylemleri ve gece nöbetleri, geleceğe dair umutlarını yitirmiş gençlerin bir duruş sergilemesi olarak umut verici bir gelişme şeklinde değerlendirilmektedir.

Çözüm Önerileri ve Çağrılar: Ne Yapılmalı?

Tüm bu gelişmeler karşısında nasıl bir yol izlenmesi gerektiği sorgulanmaktadır. Hamza Yardımcıoğlu'nun doğrudan ve dolaylı olarak sunduğu çözüm önerileri ve çağrılar şunlardır:

  1. Mutlak Şüphecilik ve Sorgulama: Ana akım medyanın sunduğu haberlere karşı "iki kere üç kere sorarak sorgulayarak" yaklaşılması gerektiğini, çünkü bunların "büyük ihtimalle kesin yalan" olduğunu vurguluyor.
  2. Alternatif Bilgi Kaynaklarına Yönelme: Kendi yayını gibi, resmi anlatıların dışına çıkan bilgi kaynaklarına itibar edilmesi gerektiği ima ediliyor.
  3. Farkındalık ve Tetikte Olma: Yaşanan olayların tesadüfi olmadığı, daha büyük bir planın parçası olabileceği konusunda sürekli bir farkındalık ve uyanıklık içinde olunması çağrısı yapılıyor.
  4. Sisteme Güvensizlik: Bankacılık sistemi, uluslararası kuruluşlar ve hükümetlerin sunduğu anlatılara karşı derin bir güvensizlik beslenmesi gerektiği öne sürülüyor.
  5. Bilgiyi Taze Tutmak: Geçmişte yaşanan benzer (siber saldırılar, sistem çökmeleri vb.) olayların unutulmaması, hafızanın taze tutulması gerektiği belirtiliyor.
  6. "Şeytanın Taktiği" Alegorisi: Medyanın ve "sistemin" insanları yanıltma yöntemlerinin, "şeytanın taktiğinden" (bir yalana inandırmak için dokuz doğru söylemek) bile daha kötü olduğu, zira onların on yalanın içine ancak bir kırıntı doğru sıkıştırdığı iddia ediliyor. Bir bilgenin sözüne atıfla, insanları yoldan çıkarmanın en iyi yolunun "onları kendi haline bırakmak" olduğu ifade ediliyor.

Finansal açıdan ise;

  1. Genel Uyarı: Paranız bankalarda güvende değil algısının oluştuğu ve bu açıdan varlıkların çeşitlendirilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
  2. Yükseliş Beklenen Varlıklar:
    • Bitcoin ve Kripto Paralar: Bitcoin'in (mevcut durumda 107K civarında olduğu belirtiliyor) önümüzdeki birkaç gün içinde 200−300K'a fırlayabileceği öngörülüyor. Sınırlı arzı ve bankaların zayıf şifreleme sistemlerine kıyasla "hacklenemez" teknolojisi nedeniyle güvenli liman olarak görülüyor. BlackRock, Vanguard, State Street gibi büyük kurumların Bitcoin alması da bu iddiaları güçlendirmektedir.
    • Yapay Zeka (AI) Yatırımları: Krizden çıkışta önemli bir rol oynayacağı düşünülmektedir.
    • Reel Varlıklar:
      • Emlak ve Arazi: Özellikle banka borcu olmayan, çeşitlendirilmiş portföyler
      • Altın ve Gümüş: Enflasyonist ortamlarda değer kazanan geleneksel güvenli limanlar olarak değerlendirilmektedir.
  3. Diğer Tavsiyeler:
    • Özel Ekonomiler Oluşturmak: Merkezi sistemlere bağımlılığı azaltmak.
    • Yetenek Setleri Geliştirmek ve Öz Savunma: Belirsizlik dönemlerinde kişisel becerilerin önemi artmıştır. Bu açıdan kişisel becerilerin gelişimi üzerinde durulmasının gerektiği değerlendirilmektedir.
    • Nakit Pozisyonu: Warren Buffett'ın nakitte bekleme stratejisine benzer şekilde, doğru zaman için nakitte beklemenin önemli olduğu değerlendirilmekte ve krizlere karşı hazırlıklı olunması gerektiği düşünülmektedir.

Sonuç: Belirsizlik Çağında Eleştirel Düşünce ve Dayanıklılık

Dünyanın karşı karşıya olduğu karmaşık krizlerin ve iddiaların, hem komplo teorileri hem de finansal öngörüler bağlamında birbiriyle kesiştiği gözlemlenmektedir. Küresel sıfırlama iddiaları, finansal çöküş öngörüleri, altyapı çökmeleri ve toplumsal etkiler, modern çağın belirsizliklerini ve sistemsel güvensizliklerini yansıtmaktadır. Bu dönemde, bilgiye eleştirel bir gözle yaklaşmak, farklı kaynaklardan teyit almak ve bireysel dayanıklılığı artırmak, en önemli yetkinlikler arasında yer almaktadır. Tetikte olmak, sorgulamak ve geleceğe hazırlıklı olmak, bu belirsizlik çağında hayatta kalmanın anahtarı olarak görülmektedir.

Atıflar: