Güneş Patlamaları, Küresel Manipülasyon ve Teknolojik "Sıfırlama" Senaryoları

Güneş Patlamaları, Küresel Manipülasyon ve Teknolojik "Sıfırlama" Senaryoları

Son dönemde artan güneş patlamaları, bilimsel bir merak unsuru olmanın ötesinde, küresel ölçekte bir "reset" planının parçası olabileceği iddialarıyla gündeme geliyor. 15 Mayıs 2025'te kaydedilen ve 2025 yılının en büyüğü olarak nitelendirilen X2.7 sınıfı güneş patlaması, bu tartışmaları yeniden alevlendirdi..

X Sınıfı Patlama ve "Bahane" Arayışı

Salı günü gerçekleşen ve dünyanın yaklaşık 35-75 katı büyüklüğünde olduğu belirtilen devasa güneş patlaması, beraberinde güçlü bir jeomanyetik fırtınayı da dünyaya taşıyor. Bu fırtınanın Cuma günü (17 Mayıs 2025) Dünya'ya ulaşarak özellikle Avrupa, Asya ve Ortadoğu'da radyo sinyallerinde kesintilere yol açması bekleniyor. Normalde etkileri kutup bölgelerinde görülen bu tür olayların daha güneye inmesi, patlamanın gücünü gözler önüne seriyor.

0:00
/1:12

Ancak Hamza Yardımcıoğlu gibi bazı yorumcular, bu tür doğa olaylarının bir "küresel planın" parçası olarak manipüle edilebileceğini ve elektrik, iletişim gibi altyapılarda yaşanacak kesintilere "bahane" olarak sunulacağını öne sürüyor. Bu iddiaya göre, "reset düğmesine basılacağı" gün için uygun bir güneş fırtınası bekleniyor ve bu nedenle tüm patlamalar yakından takip ediliyor. Bilim insanları bu tür patlamaların sürekli olduğunu ve dünyanın sonu anlamına gelmediğini belirtse de, korku pompalanarak bir gündem oluşturulduğu düşünülüyor. Uydularla kaydedildiği söylenen ve servis edilen "çok ilginç" patlama görüntüleri de bu şüpheleri besliyor.

Tarihsel Patlamalar, İklim ve Propaganda

Yakın zamanda milattan önce 12.356 yılında, Buzul Çağı'nın sonlarına denk gelen dönemde, modern zamanlarda ölçülenlerin 500 katı büyüklüğünde bir güneş patlamasının yaşandığının keşfedilmesi, bu konuyu daha da karmaşık hale getiriyor. Bilim insanlarının bu tür devasa patlamaları iklim değişiklikleriyle ilişkilendirmesi, günümüzdeki iklim gündemi ve bu temelde şekillenen politikalar düşünüldüğünde, bazı çevrelerce "propaganda malzemesi" olarak değerlendiriliyor. Güneş patlamalarının elektrik altyapısını çökertebileceği bilinse de, bunun için çok daha büyük ölçekli olayların gerektiği, mevcut patlamaların ise abartılarak bir korku iklimi yaratıldığı iddia ediliyor. İspanya, Portekiz ve Güney Fransa'da yakın zamanda yapılan elektrik kesintisi tatbikatları da bu "test" iddialarını güçlendiriyor.

Finansal Çöküş ve "Sıfır Günü"

Bu senaryolar, küresel finansal sistemin çöküşüyle de ilişkilendiriliyor. 2025 yılında ABD'nin karşılaşacağı 7 trilyon dolarlık borç duvarı gibi göstergeler, mevcut sistemin sürdürülebilir olmadığını düşündürüyor. Böyle bir ortamda, büyük bir güneş patlamasının tetikleyeceği kaos, finansal varlıklara erişimin dondurulacağı ve yeni bir sistemin dayatılacağı bir "Sıfır Günü" (Zero Day) senaryosunu akıllara getiriyor. "Robert De Niro'nun Sıfır Günü" gibi yapımların da bu tür senaryoları işlediği ve toplumu buna hazırladığı öne sürülüyor.

Sonuç olarak, güneş patlamaları gibi doğal olaylar, sadece bilimsel birer veri olmanın ötesinde, küresel güçlerin olası manipülasyonları ve teknolojik kontrol mekanizmalarının bir aracı olarak kullanılma potansiyeli taşıyor. Bu nedenle, bu tür olayları ve etrafında şekillenen anlatıları dikkatle ve eleştirel bir bakış açısıyla takip etmek büyük önem arz ediyor.

Hamza Yardımcıoğlu
Kaynak: https://youtu.be/S39nu8Gvdb8?si=iAGg37k0nmay4Bqe