Gizli Dosya'da Mercek Altına Alınan Güncel Komplolar ve Gelecek Öngörüleri

Sesli olarak dinlemek için:
25 Mayıs 2025 tarihli "Gizli Dosya" programı, Kaan ve Hamza Bey'in sunumuyla yine dünyanın ve Türkiye'nin nabzını tutarak, izleyicileri düşündüren ve zaman zaman ürküten konuları masaya yatırdı. Programda, Cüneyt Zapsu'nun geçmişteki çarpıcı açıklamalarından ekonomik kriz senaryolarına, toplumsal değişimlerden teknolojik distopyalara kadar geniş bir yelpazede konular ele alındı.
Program, Kaan'ın "köprüden önceki son çıkışı geçip artık köprüde miyiz?" sorusuyla başladı. Hamza Bey, bu metaforu bir adım ileri taşıyarak "köprünün yarısının olmadığını" ve aşağısının uçurum olduğunu belirterek, insanlığın geri dönüşü olmayan, tek yönlü ve son sürat bir ilerleyiş içinde olduğunu, ancak bu ilerleyişin sonunun belirsiz ve tehlikeli olduğunu vurguladı.
Aşağıda programda ele alınan başlıca konular ve detayları bulunmaktadır:
1. Cüneyt Zapsu'nun Kehaneti: Son Normal İnsan Jenerasyonu ve Elitlerin Yönetimi
Programın dikkat çekici bölümlerinden biri, iş insanı Cüneyt Zapsu'nun 2018'de yaptığı bir konuşmanın hatırlatılması oldu. Zapsu, bu konuşmasında 15-20 yıl içinde insanların bambaşka bir cinse dönüşebileceğini, mevcut jenerasyonun "son normal insan jenerasyonu" olabileceğini iddia etmişti. Zapsu'ya göre, gelecekte insanlar bağımsız yaşayamayacak, insanlık küçük bir elit grup tarafından idare edilecek ve bireyler bağımsız düşünme yetilerini kaybedecekti.
Hamza Bey, Zapsu'nun AK Parti kurucularından, BİM ve A101'in kurucularından olması, Coca-Cola ve Rosatom gibi uluslararası şirketlerde danışmanlık yapması ve Davos Dünya Ekonomik Forumu ile olan yakın ilişkilerine dikkat çekti. Zapsu'nun geçmişte Erdoğan için "tuvalete atıp sifonu çekmeyin, kullanın" şeklindeki tartışmalı sözlerini de hatırlatan Hamza Bey, bu tür figürlerin "büyük reset" ve mülkiyetsizlik gibi kavramları gündeme getirmesinin tesadüf olmadığını belirtti. Zapsu'nun öngörülerinin, insanların düşünce ve duygularının manipüle edildiği bir döneme işaret ettiğini ve bunun "büyük reset" söylemleriyle örtüştüğünü ifade etti.
2. Hızlanan Zaman ve Eksponansiyel Değişim
Programda, son yıllarda yaşanan değişimlerin hızı da tartışıldı. Hamza Bey, dünyanın ve sistemin son zamanlarında olayların eksponansiyel bir hızla arttığını, 1000 yılda olacak olayların artık bir günde yaşanabildiğini savundu. Teknolojideki günlük gelişmelerin, insanlık tarihinin 10 bin yılındaki gelişmeye denk olabileceğini belirtti. Bu hızlı değişimin, "ışınlanma" ve "zaman yolculuğu" gibi kavramları da gündeme getirdiğini, insanoğlunun kütlesiz veriyi ışınlamayı başardığını ancak kütle engelinin aşılamadığını ifade etti. Zamanın akış hızının da arttığını ancak bunun içeriden ölçülemediğini, galaksinin merkezindeki "Büyük Çekici" (Great Attractor) adlı kara delik benzeri yapıya yaklaştıkça zamanın göreceli olarak hızlandığını iddia etti. Ashab-ı Kehf ve Interstellar filmi örnekleriyle zamanın göreceliliği vurgulandı.
3. "Üçüncü Dünya Savaşı Olmayacak" İddiası ve ABD'nin Durumu
Donald Trump'ın "Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarını kazandık, üçüncüsü olmayacak" ve "Başka ülkelere demokrasi götürme zamanı sona erdi" şeklindeki açıklamaları ele alındı. Hamza Bey, ABD'nin artık büyük bir savaşı kaldıracak gücünün olmadığını, savunma giderlerinin üzerindeki faiz giderlerinin orduyu finanse etmeyi zorlaştırdığını belirtti. Para basmanın doların rezerv statüsünü bitireceğini, bu yüzden ABD'nin ve diğer dünya devletlerinin büyük çaplı bir savaştan ziyade, yerel ve küçük çaplı çatışmaları tercih edeceğini, çünkü savaşlardan en karlı çıkanların her zaman borç veren bankacılık sistemi olduğunu vurguladı. Mevcut çatışmaların da bu "dağınık savaşlar topluluğu" konseptine uyduğu ifade edildi.
4. Türkiye Ekonomisinde Tehlike Çanları: Borç Krizi ve İşsizlik Dalgası
Programda Türkiye ekonomisindeki olumsuz gidişata geniş yer verildi. Hamza Bey, Suriye'de önümüzdeki haftalarda iç savaşın yeniden hortlayabileceği ve bunun Türkiye ekonomisine olumsuz yansıyacağı uyarısında bulundu. Cuma günü Resmi Gazete'de yayınlanan, yabancı kaynaklı Türk Lirası mevduatları ve kredilerindeki zorunlu karşılık oranlarının %12'den %18'e çıkarılmasını, "Londra'daki tefeci sermayenin dolar/TL kurunu 70 TL'ye çıkarma beklentisine karşı çaresiz bir tedbir" olarak yorumladı. Bu kararın, bankalara "kredi verme" mesajı taşıdığını ve büyük bir devalüasyon beklentisini yansıttığını belirtti.
Merkezi yönetim borç stoğunda faiz ödemelerinin anapara geri ödemelerini aşmasının 2001 krizinden bu yana ilk kez yaşandığına dikkat çekildi. Türkiye'nin kısa vadeli dış borcunun 172.7 milyar dolar, toplam dış borcunun 600 milyar dolara yaklaştığı, bunun da Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın yarısı olduğu vurgulandı. Vestel (2000 kişi), Arçelik (150 kişi) gibi büyük şirketlerdeki işten çıkarmaların, işsizlikte bir patlama dalgasının başladığının göstergesi olduğu ifade edildi. Bakan Mehmet Şimşek'in "sadece imalat sanayine bakıp ekonomi kötüye gidiyor demek doğru değil" açıklaması eleştirildi ve Şimşek'in "günah keçisi" ilan edilerek yakın zamanda görevden alınabileceği öne sürüldü. Türkiye ekonomisinin battığı, bunun 2001 krizinden daha kötü olduğu ve küresel finansal krizin Türkiye ayağının yaşandığı iddia edildi. Bu süreçte tarihin en büyük servet transferinin yaşanacağı, doğru pozisyon alanların (altın, gümüş, Bitcoin) zenginleşeceği, geri kalanın ise varlıklarının büyük kısmını kaybedeceği belirtildi.
5. Küresel Kaos Sinyalleri: Elektrik Kesintileri, Saldırılar ve Toplumsal Duyarsızlık
Programda, Fransa'nın Cannes şehrinde yaşanan ve kundaklama şüphesi taşıyan elektrik kesintisi, İspanya ve Portekiz'deki benzer olaylar, Hamburg'da bir Alman kadının 17 kişiyi bıçaklaması gibi olaylar "insan zihnine tohumlama" ve küresel resete alıştırma çabaları olarak yorumlandı. Uzakdoğu'da bir kişinin kalp krizi geçirirken etraftakilerin duyarsız kaldığı bir video gösterilerek, Zapsu'nun "son insan nesli" sözüne atıfta bulunuldu ve insanlığın başka bir canlı türüne dönüştüğü yorumu yapıldı.
6. Toplumsal Psikolojideki Kırılma: Öfke, Kayıtsızlık ve "Frekans" İddiaları
Gençlerdeki öfke ve nefretin, gelecek kurma umutlarının yok olmasından kaynaklandığı, ancak bu öfkenin hedefini doğru koyamadıkları belirtildi. Dünya genelinde antidepresan kullanımındaki artışın ve akıl sağlığı krizinin bu durumun bir yansıması olduğu ifade edildi. Hamza Bey, bu tepkisizlik ve ani patlamaların, insanları delirtmeye yönelik bir "frekans yayılması"ndan kaynaklanabileceği ihtimalini gündeme getirdi. GDO'lu yiyecekler ve "chemtrails" gibi unsurların da insan davranışlarını etkileyebileceği imasında bulunuldu.
7. Nüfus Krizi ve Yaşlanan Dünya: Emeklilik Sistemlerinin Çöküşü
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "doğum hızının düşme sebebi ekonomideki dönemsel sorunlar değil" açıklaması eleştirildi. Hamza Bey, Türkiye'de refah seviyesinde artış olmadığını, tam tersine düşüş olduğunu, evlenmenin maliyetli olması gibi ekonomik sebeplerin doğum hızını etkilediğini belirtti. Danimarka'nın emeklilik yaşını 70'e yükseltmesi örneği verilerek, emeklilik sistemlerinin çöktüğü, devletlerin yaşlı nüfusu taşımak istemediği ve gençlerin kendi emekliliklerini kendilerinin planlaması gerektiği vurgulandı. Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko'nun "sorun yaşamamak için herkes patates ekmeli" sözü de bu zorlu döneme bir işaret olarak yorumlandı.
8. Nakitsiz Topluma Doğru: Kontrol ve Gözetim Endişeleri
Hollanda Merkez Bankası'nın "elektronik ödeme sistemlerinin çökmesi ihtimaline karşı nakit bulundurun" tavsiyesi ile Fransa Adalet Bakanı'nın "uyuşturucu ticaretini önlemenin çaresi nakit parayı ortadan kaldırmak" sözleri bir arada değerlendirildi. Hamza Bey, nakitin yasaklanma çabalarının suçla ilişkilendirilerek meşrulaştırılacağını, en sonunda "nakitsiz toplumda terör olmayacak" denilerek halkın ikna edileceğini öne sürdü.
9. İnsanın Robotlaşması ve Otomasyon Arzusu
Günümüz insanının, özellikle kamu ve özel sektörde, inisiyatif almayan robotlara dönüştüğü iddia edildi. Müşteri hizmetleri örnek verilerek, insanların ezberlenmiş cevaplar verdiği ve insani çözümler üretemediği belirtildi. Hamza Bey, bu durumdan dolayı insanlarla muhatap olmak yerine makinelerle (otomatik sistemler, şoförsüz araçlar) etkileşim kurmayı tercih ettiğini, bunun insanlıktan çıkaran bir süreç olsa da, gelecek nesillerin sosyal dokuyu tamamen yitireceğini ifade etti. Kalabalıklar içinde yalnızlaştırılmış, kapsüllerde yaşayan ama sanal dünyada "özgür" hisseden bireyler öngörüsü paylaşıldı.
10. Kripto Paralar ve Alternatif Yatırımlar: Bitcoin'in Yükselişi
Bitcoin'in 112.000 dolarla yeni tarihi zirvesine yükseldiği ve piyasa değerinin Amazon'u geçtiği belirtildi. Ancak, geçmişte gençlerin telefonlarında kripto ve borsa takibi yaparken, şu an bu ilginin azaldığı, bunun sebebinin insanların artık temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanması olduğu ifade edildi. Hamza Bey, yatırım tavsiyesi olmamakla birlikte, şahsi sepetinde her zaman altın ve Bitcoin bulundurduğunu, mevcut durumda ise altın/gümüş rasyosunun yüksekliği nedeniyle gümüşe daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini belirtti.
11. Yapay Zeka Destekli Reklamcılığın Geleceği: Netflix Örneği
Netflix'in yakında film ve dizilerin ortasında, kullanıcıyla birebir iletişime geçebilen, yapay zeka ile oluşturulan interaktif reklamlar göstereceği haberi ele alındı. Bunun, kişiye özel reklamcılığın bir sonraki adımı olduğu ve makine-insan interaksiyonunu artırırken insan-insan interaksiyonunu daha da azaltacağı yorumlandı.
12. Çin'in Uzaydaki Süper Bilgisayarı ve Teknolojik Yarış
Çin'in, yeryüzüne sığdıramadığı süper bilgisayar projesi için 12 uyduyu yörüngeye fırlatarak uzayda işlem yapabilen bir sistem kurma yolundaki ilk adımı atması, güvenliğin artık uzaya taşındığının bir göstergesi olarak değerlendirildi. Hamza Bey, devletlerin ve şirketlerin (Elon Musk örneği) altyapılarını uzaya kurduğunu, çünkü yeryüzündeki sistemlerin hükümetler tarafından kolayca kontrol altına alınabileceğini veya yasaklanabileceğini belirtti.
13. İdeolojilerin Sonu mu? "Şirket Sosyalizmi" Kavramı
Time dergisinin "ideolojiye ve içgüdüye öncelik vermenin kötü sonuçlar doğurduğu" yönündeki yorumu, ideolojiler devrinin bittiği şeklinde yorumlandı. Yerine, isimsiz bir şekilde "şirket sosyalizmi"nin getirildiği; dünyayı artık hükümetlerin değil, şirketlerin yöneteceği ve mülkiyetin (insan bedeni dahil) şirketlere ait olacağı bir düzenin kurulmak istendiği iddia edildi. Pandemideki zorunlu uygulamaların bunun bir testi olduğu öne sürüldü.
14. Sağlık Paradigmalarında Değişim: Kanser, Obezite ve Aşı Tartışmaları
Pfizer ve 3S Bio'nun kanser ilacı lisans anlaşması, "eğer kanserin ilacını bulurlarsa herkesi kanser hastası yaparlar" şeklinde yorumlandı. Time dergisinin kapağındaki obezite ilacı (The Big Promise) ve Türkiye'de sokaklarda kilo ölçümü yapılması, küresel sistemin dayatmaları olarak görüldü. Kızamık vakalarındaki artış haberlerinin pompalanması ve Robert F. Kennedy Jr.'ın kızamık aşısı hakkındaki çekimser yorumları, yeni nesil (özellikle mRNA) aşılara karşı güvensizliği yansıttı. Hamza Bey, geleneksel aşılara karşı olmadığını ancak 2020 sonrası çıkan ve genetiği değiştiren yeni teknolojilere güvenmediğini, bunların zamana yayılmış bir "nüfus kırım projesi" olabileceğini iddia etti.
15. Türkiye'nin Küresel Pandemi Anlaşmasını Kabulü ve Egemenlik Tartışmaları
ABD, Rusya, Polonya gibi ülkelerin reddettiği küresel pandemi anlaşmasını Türkiye'nin kabul etmesi sert bir dille eleştirildi. Bu anlaşmanın, diledikleri zaman diledikleri bölgede pandemi ilan edip istedikleri ilaç programını uygulama yetkisini küresel güçlere verdiği, bunun da bir ülkenin egemenliğini devretmek ve "boynuna tasma geçirilip ipini küreselcilere vermek" anlamına geldiği ifade edildi.
Program, kanseri yenen bir çocuğun babasının sosyal medyadaki "balon uçurmak istiyoruz, gelir misiniz?" çağrısına toplumun olumlu yanıt vermesi ve birçok insanın bu sevince ortak olması gibi umut verici bir haberle sona erdi. Bu, tüm karamsar tabloya rağmen insani duyarlılığın hala var olabildiğini gösteren bir not olarak sunuldu.
Comments ()