Cumhur Erentürk'ün Gürkan Engin Eleştirisi: "Darabe" Fiili Bağlamında Bir Metin Yorumu Analizi

Cumhur Erentürk'ün Gürkan Engin Eleştirisi: "Darabe" Fiili Bağlamında Bir Metin Yorumu Analizi

Fiile Takla Attırmak | Nisa 34 - DRB Fiili

Giriş

Kutsal metinlerin yorumlanması, tarih boyunca teolojik ve filolojik tartışmaların merkezinde yer almıştır. Modern dönemde ise, özellikle ilahi metinlerin çağdaş değerler ve anlayışlarla nasıl ilişkilendirileceği sorusu, bu tartışmaları daha da derinleştirmiştir. Cumhur Erentürk, Gürkan Engin’in bir videosunda Nisa Suresi 34. ayette geçen "darabe" fiiline getirdiği yoruma yönelik eleştirel bir analiz sunmaktadır. Erentürk, Engin'in metodolojisini, kelimenin anlamını modern kaygılara uydurmak amacıyla bağlamından koparma ve çarpıtma olarak değerlendirmekte ve bu yaklaşımın tehlikelerine dikkat çekmektedir. Bu makale, Erentürk'ün söz konusu eleştiri videosundan hareketle, onun argümanlarını ve Engin'in yorumuna getirdiği karşı çıkışları derli toplu bir şekilde sunmayı amaçlamaktadır.

Modernist Yorumun Tehlikeleri ve İlahi Metnin Otoritesi

Erentürk, eleştirisine temel bir tespitle başlar: Modernizmle birlikte, bireylerin ilahi metinleri kendi değer yargıları, ideolojileri ve kabulleri üzerinden yargılar bir konuma geldiğini belirtir. Ona göre bu durum, geleneksel anlayışın tam tersidir; zira ilahi vahiy, her zaman insanı ve onun değerlerini yargılayan, sorgulayan bir konumda olmalıdır. Bir mümin için, modernite veya ideolojik kaygıların kutsal metni yargılaması kabul edilemez bir durumdur. Bu bağlamda, Nisa Suresi 34. ayetteki "darabe" fiili etrafında dönen tartışmaları, kelimenin anlamını bozma, farklı okuma, harf ekleme veya hayali harf-i cerler kabul etme gibi filolojik olmayan yöntemlerle anlamı değiştirme çabası olarak nitelendirir.

"Sopalamak" Analojisi: Anlam Kaydırmanın Mantıksızlığı

Erentürk, "darabe" kelimesinin anlamının nasıl çarpıtıldığını açıklamak için Türkçeden bir analoji kullanır: "Çocuk yaramazlık yaparsa önce güzelce uyar, sonra oyun saatini kısalt, sonra sopala." Bu cümlenin makul bir zihin tarafından net bir şekilde anlaşılacağını, "sopala" ifadesinin fiziksel bir eylemi işaret ettiğini belirtir. Ancak, bu ifadeyi kendi değer yargılarına veya modern anlayışlarına uydurmak isteyenlerin, "sopalamak" kelimesinin farklı bağlamlardaki mecazi kullanımlarını (örn: "projeyi sopala", "bizi sopaladılar", "hayat insanı sopalar") öne sürerek, asıl cümledeki net anlamı bulandırmaya çalıştığını ifade eder. Erentürk'e göre, bu mecazi anlamlar kelimenin bizatihi (asli) anlamı değildir; cümlenin bütünü içinde tezahür eden, bağlamsal ve ilişkisel anlamlardır. Bir kelimenin asli anlamı, yan anlamları veya deyimsel kullanımları tarafından ortadan kaldırılamaz.

Gürkan Engin'in "Darabe" Yorumuna Eleştiriler

Erentürk, Gürkan Engin'in "darabe" fiili üzerine yaptığı videodaki argümanları tek tek ele alır:

  1. "Darabe"nin "Koy" Fiiliyle Benzerliği İddiası:
    Engin, "darabe"nin kök anlamının Türkçedeki "koy" (koymak) fiiline benzediğini ve yanına gelen eklere, cümlenin gidişatına göre farklı anlamlar kazandığını iddia eder. Erentürk, bu benzetmenin semantik açıdan tamamen yanlış olduğunu belirtir. "Darabe"nin kök anlamının "vurmak", "koy" fiilinin ise "bir şeyi bir yere sabitlemek, bırakmak, yerleştirmek" olduğunu vurgular. İki fiilin kök anlamları arasında bir benzerlik yoktur.
  2. Bağlamsal Anlamların Kök Anlam Olarak Sunulması:
    Erentürk, Engin'in, "darabe" fiilinin çeşitli edatlar veya kelimelerle birlikte kullanıldığında kazandığı deyimsel anlamları (örn: "darabe meselen" - örnek vermek, "darabe fi'l-arz" - seyahate çıkmak) fiilin kendisine ait asli anlamlarmış gibi sunduğunu iddia eder. Ona göre, "darabe meselen" birleşik bir ifadenin anlamıdır, "darabe"nin tek başına "örnek vermek" anlamına geldiği söylenemez. Fiilin yalın haliyle kullanıldığı Nisa 34'te, Allah'ın başka yorumlara ve çarpıtmalara mahal vermemek için kelimeyi asli anlamında kullandığını savunur.
  3. Türkçe Deyimlerin Arapçaya Yanlış Taşınması:
    Engin'in Türkçedeki "koymak" fiilinin mecazi kullanımlarını (örn: "kafaya koymak" - karar vermek, "lafı gediğine koymak" - yerinde konuşmak, "gözünün üstüne bir koyarsam" - vurursam) örnek göstererek "darabe"nin de benzer şekilde çokanlamlı olduğunu savunmasını eleştirir. Erentürk, bir dildeki deyimsel yapıların ve metaforik kullanımların başka bir dile birebir taşınamayacağını, bunun dilbilimsel ve semantik açıdan sorunlu olduğunu belirtir. Arapça'da deyimleşmiş ifadelerde dahi fiilin genellikle kök anlamıyla ilişkisini koruduğunu, Türkçedeki "koymak" fiilinde olduğu gibi asli anlamından tamamen kopmadığını ifade eder.
  4. Nur Suresi 31. Ayetteki Kullanım:
    Engin, Nur Suresi 31. ayette kadınların örtülerini yakalarının üzerine "darb etmeleri" (yani örtmeleri, koymaları) emrini örnek göstererek "darabe"nin "vurmak" dışında anlamlara geldiğini savunur. Erentürk, bu durumu dilin kendi içindeki kullanım özelliklerine bağlar. Azerbaycan Türkçesi ve bazı Türkçe lehçelerinde "krem vurmak" (sürmek), "setka vurmak" (sineklik takmak), "badana vurmak" gibi ifadelerin kullanıldığını, buradaki "vurmak" fiilinin kelimenin tam anlamıyla fiziksel bir darbe anlamına gelmediğini, benzer şekilde Arapçada da "örtülerini göğüslerinin üzerine vursunlar" ifadesinin "sağlamca örtsünler" anlamında kullanılabileceğini belirtir.
  5. Zuhruf Suresi 5. Ayetteki Kullanım ve Harf-i Cerlerin Rolü:
    Engin, Zuhruf Suresi 5. ayette Diyanet çevirisinin "darabe" fiiline "geri durmak" anlamı verdiğini belirterek, fiilin bu anlama da geldiğini iddia eder. Erentürk, Engin'in burada önemli bir detayı, yani "darabe" fiilinin "an" harf-i ceri ile birlikte ("darabe 'an") kullanıldığını gizlediğini söyler. Harf-i cerlerin fiillerin anlamını değiştirebildiğini, "darabe 'an" ifadesinin "yüz çevirmek, vazgeçmek, geri durmak" gibi deyimsel bir anlam kazandığını belirtir. Bu anlamın, "darabe" fiilinin tek başına değil, "an" edatıyla birlikte oluşturduğu birleşik ifadenin anlamı olduğunu vurgular.
  6. "İdrab" Kelimesinin Grev Anlamı:
    Engin, günümüzde Arapların grev için "idrab" kelimesini kullandığını, bunun da "işe ara vermek, bırakmak" anlamına geldiğini öne sürer. Erentürk, "idrab" kelimesinin grev anlamında kullanılmasının, işçilerin işi bırakarak üretime veya işleyişe "darbe vurmaları", onu sekteye uğratmalarıyla ilişkili olduğunu, fiilin kök anlamının ("vurmak") burada da korunduğunu savunur. Bu durumun, İbranicedeki grev anlamına gelen "şavita" kelimesinin "oturmak, dinlenmek" anlamındaki "şabat" kökünden gelmesi gibi, kök anlamla bağlantılı olduğunu belirtir.

Engin'in Metodolojisine Dair Diğer Eleştiriler

Erentürk, Engin'in videosundaki diğer bazı iddialara da değinir:

  • "Kur'an Odaklı Düşünce" İddiası: Engin'in kendi yorumunu "Kur'an odaklı düşünenler böyle düşünüyor" şeklinde sunmasını, "Yalnız Kur'an" diyen pek çok kişinin bu yoruma katılmadığını belirterek reddeder.
  • "Havf" (Korku/Endişe) Kavramının Yorumu: Engin'in Nisa 34'teki "havf" ifadesini sadece soyut bir endişe gibi sunarak durumu dramatize ettiğini, ancak Enfal Suresi 58. ayette düşmanın ihanetinden "korkulması" durumunda anlaşmanın bozulabileceğine dair somut bir örnek olduğunu belirterek, "havf"ın somut verilere dayanan bir kaygıyı da ifade edebileceğini ve bunun üzerine eylemde bulunulabileceğini hatırlatır.
  • Önceki Vahiylerde Olmaması Argümanı: Engin'in, kadınlara yönelik benzer bir ifadenin önceki vahiylerde (Tevrat, İncil) olmamasını argüman olarak sunmasını eleştirir. Allah'ın her ümmete farklı şeriatlar belirlediğini, Kur'an'da olup önceki vahiylerde olmayan pek çok hüküm (zıhar, kumar, kadınların mirası, mehir vb.) bulunduğunu, dolayısıyla bir meselenin önceki metinlerde yer almamasının bir şey ifade etmediğini belirtir. Ayrıca, Ehli Kitap geleneğinde (Geonim dönemi Rabinik kaynaklarında) kadının kocasına itaati ve hatta kocası tarafından dövülse bile sessiz kalması gerektiğine dair ifadeler bulunduğunu da ekler.

Sonuç

Cumhur Erentürk, Gürkan Engin'in "darabe" fiili özelindeki yorumunu, kelimenin asli anlamını göz ardı ederek, bağlamsal ve deyimsel kullanımları keyfi bir şekilde asli anlam yerine ikame etme çabası olarak değerlendirmektedir. Erentürk'e göre bu yaklaşım, filolojik tutarlılıktan uzak olup, metni modern kaygılara uydurma amacı taşımaktadır. Harf-i cerlerin anlamı değiştirici rolünün gizlenmesi, deyimsel ifadelerin kök anlam gibi sunulması ve farklı dillerdeki benzer kullanımların yanlış yorumlanması gibi metodolojik hatalara dikkat çeker. Erentürk, ilahi metinlerin yorumunda, metnin kendi iç tutarlılığına, dilbilimsel kurallara ve kelimelerin asli anlamlarına sadık kalınması gerektiğini, aksi takdirde anlamın tahrif edilme tehlikesinin doğacağını vurgulamaktadır. Bu eleştiri, kutsal metin yorumlarında metodolojinin ve filolojik dikkatin önemini bir kez daha gündeme getirmektedir.

Eleştirilen video: https://www.youtube.com/watch?v=0z_MBizokJQ&t=31s

Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=b6lMqKcnMPE